Yazar Douglas Adams’ın “Otostopçu’nun Galaksi Rehberi”adlı mizahi bilim kurgu kitabını okuyanlar bilir. Bir dönemin efsane kitaplarından biridir. Bu enteresan eserde “Hayatın, evrenin, her şeyi cevabı nedir?” sorusuna tam 7.5 milyon yıl sonra verilen basit bir cevap vardır: 42.
Douglas Adams okura her şeyin yanıtının 42 olduğunu söyleyerek büyük bir gizem yaratmayı başarır. Hatta Pink Floyd ünlü yazarı 42. yaşgününde sahneye davet bile eder.
42 bereketli bir sayıdır. Bir rivayete göre keşfedilen bir asteoroide 2001 DA42 adı verilir.
42’nin neyin sembolü olduğu konusunda geliştirilen teorilerden biri de ışığın suda ancak 42 derecelik yansıma ile gökkuşağı oluşturabileceği görüşüdür. Bir zamanlar çok popüler olan Lost dizisinde dünyanın sonunu getirecek sayılardan biri olarak 42’ye yer verilir. İlginç bir tesadüf ise günümüzde CERN laboratuvarlarında 42 ofis binasının olmasıdır.
42’nin hayatın, evrenin ve her şeyin cevabı olup olmadığı hala gizemini koruyor ancak hemen belirtelim bu yazıda bizi ilgilendiren 42’nin hala açıklanamayan sırları değil.
O zaman gelelim kendi hikayemize, tabii önce sıkı durun ve kemerlerinizi bağlayın 🙂
Konumuz, Fransız girişimci Xavier Niel’in bundan sekiz yıl kadar önce hayata geçirdiği, çağımızın en yenilikçi okul projelerinden biri olan ve adını Otostopçu’nun Galaksi Rehberi’ndeki 42 sayısından alan Ecole 42 yeni nesil programlama okulları…
Xavier Niel, herhangi bir kar amacı gütmeden, öğrencilerden herhangi bir ücret almadan, oldukça yenilikçi öğrenme yöntemleri kullanarak bambaşka bir okulun mümkün olduğunu tüm dünyaya gösteren bir girişimci.
2013 yılında Fransa’da kurduğu Ecole 42’in ilk şubesi Paris’te açılıyor. 18 yaşından büyük herkesin başvurabildiği okulda geleneksel anlamda öğretmen diye bir kavram ve kişi yok. Öğretmenlerin yerine öğrenciler birbirlerinden öğrenme (peer-to-peer) yaklaşımıyla kodlama öğreniyor. Ekip olarak çalışma deneyimi ediniyor ve birlikte projeler geliştiriyorlar.
Başlangıç aşamasında online testlerle elenerek bir havuz sistemine dahil olan öğrenciler yaklaşık üç yıllık esnek bir eğitimden sonra dünyanın her yerinde geçerli yazılımcı sertifikası sahibi olarak teknoloji şirketleri tarafından deyim yerindeyse havada kapılıyorlar.
Xavier Niel’in vizyonuyla hayata geçirilen Ecole 42 projesi dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinin kurucuları ve CEO’ları tarafından da heyecanla karşılanıyor. Bu isimler arasında Snapchat’ın kurucu ortağı ve CEO’su Evan Spiegel, Periscope’un CEO’su Keyvon Beykpour, Airbnb’nin kurucu ortağı ve CEO’su Brian Chesky , Twitter’ın kurucu ortağı ve CEO’su Jack Dorsey gibi Silikon Vadisi’nin en ‘top’ları var.
Ecole 42 şu anda sadece Fransa değil ABD, Hollanda, Almanya, Finlandiya, Güney Afrika, Bulgaristan, Ukrayna, Romanya, Belçika, Moldova, Fas, Endonezya olmak üzere dünyanın farklı ülkelerindeki kampüsleriyle büyümeye devam ediyor.
Tam 23 ülkede 36 kampüste, 10 binin üzerinde öğrencisiyle dünyanın en iyi kodlama okulu olarak bilinen Ecole 42’de eğitim tamamen ücretsiz (Evet yanlış duymadınız!) ve okula başvuru için herhangi bir akademik derece, hatta kodlama bilmek bile gerekmiyor! (İştah kabartıcı değil mi, denesek mi?)
Ecole 42’nin dünyanın en iyi kodlama okulu olarak tarif edilmesinin somut bir temeli var; çünkü bu okullarda uygulanan birbirinden öğrenme metodu ile hem son derece iyi bir teknik eğitim hem de takım çalışmasıyla birlikte problem çözme, adaptasyon, kararlılık, dayanıklılık gibi beceriler kazanıyorsunuz. Yani yazılımcı olmak isteyen 18 yaş üstü herkes bu okulda öğrencilik deneyiminin yanı sıra gerçek iş dünyasında çalışmanın da ne demek olduğunu bizzat yaşayarak öğrenmiş oluyor.
Ayrıca Ecole 42’nin uluslararası ağı, öğrencilerine okulların bulunduğu diğer ülke kampüslerinde de eğitim fırsatı vererek, onların hem çok uluslu çalışma kültüründen faydalanmalarını hem de gerçek bir mesleki deneyimi yaşamalarını sağlıyor.
Şimdi de işin daha da heyecanlı kısmına gelelim;
Türkiye de kısa bir süre önce Ecole 42 ağındaki ülkeler arasına katıldı ve 42 İstanbul ve 42 Kocaeli olmak üzere iki donanımlı kampüsle çok yakında öğrencilerini ağırlamaya başlayacak. (Bu haberi aylar önce ilk okuduğumda gözümün önünde bilimkurgu filmlerindeki gibi bir teknoloji üssü canlandığını itiraf edeyim :-))
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK TÜSSİDE ortaklığıyla kurulmuş olan Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun yazılımcı okullar projesi dahilinde hayata geçirdiği bu heyecan verici proje ile Türkiye yeni nesil yazılımcılarını vizyoner bir eğitim yaklaşımıyla yetiştirmeye hazırlanıyor. Bu okullarda öğrenciler kodlamada uluslararası standartlarla donatılacak.
Okullara kabul edilmek için öncelikle bir dizi online testten geçecek öğrenciler, temel programlama seviyesini tamamladıktan sonra seçtikleri modül doğrultusunda veri analizi, makine öğrenmesi, yapay zeka gibi alanlarda uzmanlaşacak. 42’de eğitim oyunlaştırılmış bir program olarak sunuluyor. Program içi ilerleme, sanki bir oyunmuş gibi puanlar alınarak gerçekleşiyor. Bu puanlarla seviye atlıyor, yeni projelerin ve öğrenme yollarının kilidini açıyorsunuz. Seviyeniz, program boyunca ne kadar ilerlediğinizi tanımlıyor; bu nedenle ne kadar çok puan kazanırsanız o kadar ileri gidiyorsunuz. 7. seviyeden sonra, ilk stajınıza kaydoluyorsunuz. 20. seviyeden sonra son staja katılarak 21. seviye projesi ile öğretim programını tamamlıyorsunuz.
Gelişen teknolojilerle birlikte değişen yetkinlik setlerine uyum sağlayabilmek için sektörden sağlanan mentör desteğiyle müfredat sürekli olarak güncel tutuluyor. Bu sayede gerçek iş dünyasının ihtiyaçlarına da cevap verilmesi hedefleniyor. Teorik bilgiyi hayatla buluşturmak, aynı zamanda hem öğrenci hem de öğretmen olmak . İşte eğitim felsefesinin özü bu!
Bu yönüyle ülkemizde eğitim alanında bir çeşit paradigma değişimi yaratması beklenen 42 okullarının ülkemizin yazılımcı potansiyelini üst seviyelere çıkarırken uluslararası rekabet gücünü de artırması bekleniyor.
Düşünün, sadece 20 yıl önce dünyanın en büyük şirketleri bugün nerede? O devasa petrol, finans, ilaç şirketlerini düşünün. Bugün kaçı lider pozisyonunu koruyabiliyor? Apple, Microsoft, Amazon, Facebook gibi teknoloji şirketleriyle rekabet edebiliyor? Dijital ekonomi dünyamızı, hayatımızı, işlerimizi, ilişkilerimizi kısacası her şeyi değiştirip dönüştürüyor. Üstelik bu değişim bugün dünden daha da hızlı oluyor!
TÜSİAD’ın ‘’Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği’’ (Ocak 2021) raporunda da altı çizildiği gibi yeni nesil şirketlerin rekabetçi üstünlüklerinin temelinde yaratıcı iş modelleri olmakla birlikte ürün ve hizmetlerinin en önemli bileşeninin yazılım olduğu net bir şekilde görülüyor. ‘’Bu sebeple günümüzde şirketlerin rekabet içerisinde yer almaya devam edebilmeleri için yazılımın gücünü kullanmaları, yazılım dünyasındaki gelişmeleri takip etmeleri ve bu alanda yetkin işgücüne sahip olmaları gerekmektedir’’.
Evet, uzmanlar da bunu söylüyor. Gelecek artık parmaklarımızın ucunda şekilleniyor. Türkiye genç ve dinamik nüfusuyla bu alanda da avantajlı konumda. Dijital ekonominin lokomotifi yazılım sektöründe nitelikli insan gücü yetiştirerek yerli girişimcilerimiz ve yazılımcılarımızın küresel pazarlarda önemli oyuncular haline gelmesi bugünden bakıldığında pek de uzak bir hayal değil.
Söz konusu paradigma değişiminin kuşkusuz pek çok bileşeni var ama anahtarlarından biri, bizim gizemli 42’de.
Son söz niyetine ekleyelim; bilgisayar dünyasındaki ikili kod sisteminde 42’nin aslında net bir karşılığı var; 1 0 1 0 1 0 . Yani ‘’Var Yok Var Yok Var Yok’’.
Sizce de şu bizim gizem dolu 42’miz tam da bunu işaret etmiyor mu?
‘’Varsa Yoksa Kodlama çünkü Kodlama Gelecektir!’’
Ve meraklısına son birkaç not:
42 Okulları’nın İstanbul ve Kocaeli kampüslerini ziyaret etmek isteyenler için:
https://www.42istanbul.com.tr/tr/
https://www.42kocaeli.com.tr/tr/
Kaynak: medium.com/@ozgurduygudurgun